
Uyumsuz’un kitabını okuyamayanlar da filmine gitmişlerdir
belki. Ben ikisini de beğeniyorum zaten. Fakat film ve kitap arasındaki birkaç değişim
beni rahatsız etti. Film gerçekten güzeldi fakat insana ne ara hoşlandılar
bunlar birbirinden dedirtiyordu kitapta bunun cevabını almış oldum. Ve Tris’in
eğitimini birinci sırada bitirdiğini öğrendiğimde gerçekten sevindim çünkü
filmde son sıralarda sürünüyordu.
Ben bu serinin ilk kitabını gerçekten beğendim. Beni
düşündürdü diyebilirim. Özellikle özverili olmak-cesaretli olmak ve gerçekten
korkusuz olmak-korkmuyormuş gibi yapmak beni en son düşündüren ikilemlerden.
Erkek karakter Four’u ise gerçekten sevdim. Neden derseniz
eğer, şöyle ki genellikle kız soğuk davranır,küser,hata yapar ve erkek mutlaka
yanlış anlar üste çıkar,teselli edeceğine uzaklaşır. Ta ki daha büyük bir şey
olana kadar. Başına dank eder kızla barışır. Bu kitapta ise tam tersi. Yani kız
her zamanki gibi bir sorunu aklında büyütüyor büyütüyor sorun yaratıyor ama
erkek eşi benzeri görülmemiş şekilde hem alttan alıp destek olmayı hem de
kendini savunmayı beceriyor. Seni gerçekten tebrik ediyorum Four. Gururumuzsun J
Çoğu kişinin aksine ise şimdiki zamanla anlatım beni hiç
rahatsız etmedi. İlk başta edeceğini düşünmüştüm ama öyle olmadı. Di’li geçmiş
zamanlı anlatımlarda her şey bitmiş, sonuçlanmış siz sadece bir hikaye
dinleyicisiniz. Evet, heyecanlanıyorsunuz ne olacak diye merak ediyorsunuz ama
siz okusanız da okumasanız da bir sonuç var. Bu şimdiki zaman anlatımı ise bana
ben okumazsam olaylar öyle kalacak izlenimi yarattı. Sanki ben okudukça onlar
yaşadı. Ya da ben çok büyütüyorum bilmiyorum. Ama bu açıdan bakıp –yor ekine
çok takılmamaya çalışın derim ben.
Kitabı bir günde bitirmiş biri olarak gayet sürükleyici
olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Bir de kitaptaki arkadaş
kıskançlıkları yok mu insana kendi arkadaşlarını düşündürüp acaba dedirtip delirtecek
cinsten. Kitapta bazı olaylar oluyor ki benim arkadaşlarım yapar mıydı ya da ben
yapar mıydım diye soruyor insan kendine. İnsanın içinde ki göz önünde olma
tutkusu bazen kör ediyor işte.
Son olarak kitabın arka kapak yazısını da buraya ekliyorum :
Beatrice Prior'ın Chicago'sunda toplum, her biri belli bir
erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık,
Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.
Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanında birlikte yaşayacakları grubu seçmek zorunda.
Beatrice, hem ailesiyle kalmak, hem de kendi benliğini bulmak istiyor ama ikisini birden seçemez.
Bu nedenle kendisi dahil, herkesi şaşırtan bir seçim yapıyor.
Genç yazar Veronica Roth heyecanlı seçimler, kalp kıran ihanetler, kan donduran sonuçlar ve beklenmedik aşklarla dolu karanlık bir geleceği anlatan gerilim serisinin ilk kitabıyla edebiyat sahnesine çıkıyor!
Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanında birlikte yaşayacakları grubu seçmek zorunda.
Beatrice, hem ailesiyle kalmak, hem de kendi benliğini bulmak istiyor ama ikisini birden seçemez.
Bu nedenle kendisi dahil, herkesi şaşırtan bir seçim yapıyor.
Genç yazar Veronica Roth heyecanlı seçimler, kalp kıran ihanetler, kan donduran sonuçlar ve beklenmedik aşklarla dolu karanlık bir geleceği anlatan gerilim serisinin ilk kitabıyla edebiyat sahnesine çıkıyor!




